Yüksek Performanslı Lifler
Tekstilin hammaddesini iplik, ipliğin hammaddesini ise lifler (elyaf) oluşturmaktadır. "Elyaf” sözcüğü terminolojik olarak analiz edilecek olursa, Arapça "lif” sözcüğünün çoğulu olup "lifler” anlamına gelmektedir. Lif ise genel anlamı ile bir ipliği, bir kağıt tabakasını ve genel olarak her çeşit maddeyi meydana getiren ince uzun eleman olarak tanımlanabilir. Hem kimyasal hem de doğal "klasik" lifler halen teknik tekstillerde kullanılan tüm organik liflerin % 95'inden fazlasını kapsamaktadır.
(cam, mineral ve metal lifleri haricinde).
Bunların birçoğu karışım ve çok bileşikli ürünler olarak birleştirilerek mukavemetlerinin, uzunluklarının, inceliklerinin, yüzey özelliklerinin, terbiye maddelerinin ayarlanması ile oldukça özel kullanım alanlarına uygun hale getirilmiş ve uyarlanmışlardır. Ancak yüksek performanslı lifler olarak isimlendirilen lifler 1980'li yılların başında ortaya çıkmışlar ve teknik tekstillerin gelişimine önemli ve çarpıcı katkılar yapmışlardır.
Yüksek performanslı liflerin ortaya çıkışı tekstilde yeni pazarlar açılmasına sebep olmuştur. Sıradan liflerle karşılaştırıldığında çok pahalı olan bu lifler genelde kullanıldıkları yerlerde ikame malzemelere göre daha yüksek performans, hafiflik v.s. gibi özelliklere sahip oldukları için tercih edilirler. Normal lifler ile karşılaştırıldıklarında bu lifler oldukça pahalı ve kar payı yüksek lifler olarak tanımlanırlar. Bu liflerin üretimi ve tüketimi genel olarak Avrupa, Amerika ve Japonya ile sınırlı kalmıştır. Japonya’daki üretim ve gelişmeler diğer ülkelere nazaran daha hızlıdır.
Antimikrobiyal Bitim İşlemi
Mikroorganizmaların tekstil materyali üzerinde gelişerek üreyebildikleri uzun yıllardan beri bilinmektedir. Bakteri, mantar, küf gibi en önemli mikroorganizmalar, insan vücuduyla temas halinde bulunan bütün tekstil mamullerinde, sıcaklık ve nemin varlığında etkili ve hızlı bir biçimde çoğalmaları için ideal koşulları bulmaktadırlar.
Özellikle hastanelerde ve okullarda, insanların sağlığı ve rahatı için çevreyi mikroorganizmaların neden olabileceği tehlikelere karşı kontrol altına almanın gereksinimi ortaya çıkmıştır. Bundan başka bütün giysiler ve ev tekstilleri, örneğin çoraplar, spor giysileri, çalışma elbiseleri, yatak takımları, yer kaplamaları gibi normal günlük kullanımda hijyenik problemlerle karşı karşıyadır. Bu nedenlerden dolayı, antimikrobiyal uygulamalara gerek duyulmuştur. Pamuk gibi doğal elyaf, mikrobik üremelere sentetiklerden daha fazla maruz kalır, çünkü doğal elyafın hidrofilik gözenekli yapısı, suyu, oksijeni ve besin maddelerini tutarak bakteriyel büyüme için mükemmel bir ortam sağlar.
Mikroorganizmaların Etkileri
Mikroorganizmalar, soluduğumuz havada, vücudumuzda, toprakta ve temas ettiğimiz bütün yüzeylerde bulunabilmektedirler. Uygun şartlar sağlandığında bu organizmalar üreyerek hızla çoğalmaktadırlar. Gelişmeleri için gerekli olan şartlar ise; bir beslenme kaynağı (organik malzemeler; C, O, N, S), yeterli sıcaklık ve yeterli nem oranıdır.
Mikroorganizmalar, bir miktar nem ve uygun gıda varlığında gelişmeye başlar ve ideal koşullar altında, mikrobik büyüme çok hızlı gelişir, zor koşullar altında ise varlığını devam ettirir. Tek bir bakteri ile başladığında, yaklaşık 9 saat sonra 6 milyar bakteri meydana gelmektedir ve bu da yeryüzünde yaşayan insanların sayısına eşittir. İnsan vücudu ile yakın temas halinde bulunan mikroorganizmalar, büyüme için ideal koşullar; nem, sıcaklık ve besin bulurlar.
Mikroorganizmaların üremesi ve gelişmesi sonucu tekstil ürünlerinde temizlemelere rağmen giderilemeyen koku problemleri ortaya çıkabilmektedir. Bu kokunun şiddeti küf kokusundan şiddetli amonyak kokusuna kadar değişmektedir. Mikrobiyal üreme ayrıca kötü lekelerin oluşumuna ve renk değişimine ve ayrıca bazı elyafların bozunmasına neden olabilmektedir. Hijyen açısından bakıldığında ise; patojenik (hastalık yapıcı) mikroorganizmaların veya mikropların üremesi hastalıkların ve enfeksiyonların yayılmasına neden olmaktadır.
Mikrobik saldırı, bazı olumsuz etkilere sahiptir. Sadece kötü kokular değil, küf lekeleri de meydana gelebilmektedir. Bakteriler, insan terini, karboksilik asit, aldehit ve aminler gibi bazı kötü kokulu maddelere dönüştürmektedirler. Mikroorganizmalar tekstil materyallerine aplike edilen kimyasal maddelere de etki ederek, tekstil materyallerinin renginin bozulmasına ve elastikiyet veya mukavemet gibi fonksiyonel özelliklerinin kaybolmasına neden olmaktadır. Mikroorganizmalar, boyama, baskı ve bitim işlemleri sırasında viskozitenin düşmesine, fermantasyon ve küf oluşumuna sebep olarak üretim proseslerine olumsuz etki etmektedirler.
Mikroorganizmaların başka önemli bir etkisi de alerjik hastalıklardır. Küf mantarları ve dust mitelerin salgıları alerjik hastalıklar ortaya çıkardığı ispatlanmıştır. Aspergillus tipi küf mantarlarının akciğer hastalıklarına neden olduğu bilinmektedir.
Antimikrobiyal korumalı ürünlere karşı artan talep kullanılan antimikrobiyal maddenin güvenliği hakkında sorular sorulmasına neden olmuştur. Dünya üzerinde mikroorganizmaları öldüren yüzlerce, hatta binlerce kimyasal bulunmaktadır. Bunlardan birçoğu arsenik, kurşun, kalay, civa, gümüş, bitki ekstraktı ve hayvansal ekstraktlar gibi doğal maddelerdir, fakat çoğu uygulamada insan ve çevreye karşı toksik olabilmektedirler. Bunun için tekstil endüstrisinde kullanılacak bir
antimikrobiyal madde sadece mikroorganizmaları öldürmekle kalmamalı, aynı zamanda insan ve çevre bakımından güvenli olmalı, tekstil materyallerinin diğer özelliklerini negatif yönde etkilememelidir.
Yorumlar (0)